Anayasa Mahkemesi Kararı Hakkında Bilgilendirme (6514 Sayılı Kanun)

17 Nis 2014

09 Nisan 2014

6514 Sayılı ve kısaca “Sağlık Torba Yasası” olarak bilinen Yasanın toplam 16 maddesi yönünden 6 Mart 2014 günü iptal davası açılmıştır.

Davanın ilk incelemesi 9 Nisan 2014 Çarşamba günü Anayasa Mahkemesi tarafından yapılmıştır. Bu görüşmede iki madde hakkında yürürlüğün durdurulmasına karar verilmiştir.

Türk Tabipleri Birliği,  hekimlik icrasını suç haline dönüştüren, hekimleri gayri insani, zorlayıcı çalışma ve ücretlendirme kuralları ile çevreleyen, tıp ve tıpta uzmanlık eğitiminin içini boşaltan düzenlemelerin iptali için Anayasa Mahkemesi dahil olmak üzere her düzeyde durumu ilgililere aktarmakta ve girişimlerini sürdürmektedir.

Bu aşamada Anayasa Mahkemesinden beklentimiz 6514 sayılı Yasa ve daha önce gündemine giren sağlık ortamı ile ilgili iptal başvurusu yapılan Yasalar hakkında ivedilikle esas hakkındaki kararını vermesidir.

Karar sonrasında Türk Tabipleri Birliği’ne, uygulamanın değişik hekim grupları yönünden nasıl olması gerektiği, kararın ne anlama geldiği konusunda çok sayıda soru yöneltilmiştir. Konuya ilişkin Hukuk Bürosu tarafından hazırlanmış çalışma üyelerimizin bilgisine sunulmaktadır. Saygılarımızla.

Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi

 

Anayasa Mahkemesi’nin 6514 Sayılı Kanunun İki Maddesi Hakkında Verdiği Yürürlük Durdurma Kararı ve Olası Sonuçları

 

6514 Sayılı Yasa ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi ilk inceleme görüşmesinde;

  1. Esasa geçilmesine,
  2. 14 ve 19 uncu maddeler yönünden “bu aşamada Anayasa’ya aykırılığı konusunda güçlü belirtiler bulunması ve uygulanmalarından doğacak, sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi için esas hakkında karar verilinceye kadar yürürlüklerinin durdurulmasına”,
  3. Dava konusu diğer yasa hükümlerine ilişkin yürürlüğün durdurulması istemlerinin esas inceleme aşamasında karara bağlanmasına karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesinin verdiği karar ne anlama gelmektedir ve bundan sonra ne olacaktır soruları ortaya çıkmıştır.  Bu sorulara doğru yanıt verebilmek için Anayasa Mahkemesinin işleyişi ile birlikte yürütmesi durdurulan maddeler ve iptali istenilen diğer maddeler hakkında bazı bilgilerin aktarılması zorunludur.

Yürürlüğü durdurulan 14. Madde ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na geçici 64. Madde eklenmiştir.  Maddede 18 Ocak 2014 tarihi itibarıyla mesai saatleri dışında serbest meslek faaliyetinde bulunmakta veya özel kuruluşlarda çalışmakta olan öğretim üyelerinin, üç ay içinde bu faaliyetlerini sona erdirecekleri, bu süre içinde sona erdirmeyen öğretim üyelerinin üniversiteyle ilişiklerinin kesileceği düzenlenmiştir.

Yürürlüğü durdurulan ikinci düzenleme olan 19. Madde ile 2955 sayılı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanunu’na geçici 11. Madde eklenmiştir. Bu Maddede de tıpkı 14. Maddede olduğu gibi, öğretim üyelerinin üç aylık süre içinde GATA dışındaki çalışmalarını sona erdirmeleri aksi halde istifa etmiş sayılacakları düzenlenmiştir.

6514 sayılı Yasada hekimlerin çalışma koşullarını ilgilendiren, çalışma yasaklarına ya da sınırlamalarına ilişkin diğer düzenlemelerde, belirli bir süre içinde yasağa uyulmaması halinde göreve son verme, ya da istifa etmiş sayma gibi yaptırım yoktur.

Anlaşılmaktadır ki; Anayasa Mahkemesi tarafından esas hakkındaki karar verilinceye kadar geçecek sürede kamu görevinden çıkarma ile sonuçlanacak derecede yaptırım öngören yasa hükümlerinin giderilmesi güç ya da olanaksız zarar doğuracağı saptanmış, bu nedenle yalnızca bu iki madde yönünden yürürlüğün durdurulması kararı verilmiştir

Anayasa Mahkemesi’nin İç Tüzüğü’nde öngörülen işleyiş ve benzeri durumda verdiği kararlar üzerinden olası süreci analiz etmek yararlı olacaktır.  Anayasa Mahkemesi İç Tüzüğü uyarınca ilk inceleme aşamasında iptal davası, dilekçenin Kanunda belirtilen şartları taşıyıp taşımadığı yönünden incelenmektedir. Bu amaçla rapor  hazırlaması için dosya raportöre verilmektedir. 6514 sayılı Yasaya ilişkin iptal başvurusu yönünden de ilk inceleme raporu hazırlanmış, 9 Nisan 2014 günlü oturumda dosya ilk inceleme için gündeme alınmıştır.

Anayasa Mahkemesi ilk inceleme görüşmesinde dilekçenin kanunda belirtilen şartları taşıdığını tespit etmiş ve davanın esasına geçilmesine karar vermiştir. Bu aşamada dosya bu kez esas hakkındaki raporu hazırlaması için ikinci kez raportöre verilmektedir. Esas hakkındaki raporun hazırlanıp Başkanlığa verilmesinden sonra da dosya bu kez esasın değerlendirilmesi için gündeme alınmakta ve esas hakkında karar verilmektedir.

Uygulamada yürürlük durdurma kararları Anayasa Mahkemesi tarafından iki şekilde verilmektedir. İlki ve daha sık rastlananı dosya esas hakkında karara bağlanmakta, ancak gerekçeli kararın yazılıp yayınlanması zaman aldığından bu arada Anayasaya aykırılığı saptanan Yasanın uygulanmaya devam etmesi ile oluşacak zararları önleme amacıyla iptal edilen kimi hükümlerin yürürlüğünün durdurulmasına karar verilmektedir. Nitekim 2010 yılında yürürlüğe giren ve “Tamgün” adı ile bilinen 5947 sayılı Yasa hükümleri ile ilgili olarak bu şekilde karar verilmiştir.

Anayasa Mahkemesinin yürürlüğü durdurma kararını verdiği bir diğer hal ise henüz esas hakkında karar verilemediği aşamada Anayasaya aykırılığı hakkında güçlü belirtiler bulunmakla birlikte aynı zamanda yürürlüğü giderilmesi güç ya da olanaksız zararlara neden olacak hükümler yönündendir. 6514 Sayılı Yasanın 14 ve 19 uncu maddeleri yönünden verilen karar bu duruma örnektir.

Anayasa Mahkemesi, bu gün açıklanan kararına benzer bir kararı 5548 Sayılı Kanuna ilişkin iptal başvurusunda vermiştir[1].  Söz konusu kararında öncelikle Kanunun bir maddesi yönünden yürürlüğün durdurulması kararı verilmiş, sonrasında esas hakkında yapılan incelemede ise Kanun bütünüyle iptal edilmiştir[2].

Anayasa Mahkemesi 6514 Sayılı Yasanın yürürlüğünü durdurduğu hükümleri de dahil olmak üzere iptali istenilen bütün hükümlerinin esas yönünden Anayasaya aykırılığını henüz karara bağlamamıştır. Ancak uygulanmaları halinde giderilmesi güç sonuçlar doğuracak hükümlerin Anayasaya aykırılığı konusunda güçlü belirtiler görmüştür.

Yürürlüğü durdurulan maddeler asıl çalışma yasaklarını getiren hükümler değildir. Yasak düzenlemelerine uyulmaması halinde kamu görevi ile ilişik kesilmesini içeren hükümlerdir. Elbette yürürlüğün durdurulması kararının çalışma yasaklarının özüne ilişkin bir değerlendirme yapılmaksızın verildiğini söyleyemeyiz. Ancak esas hakkındaki inceleme ve karar aşamasına henüz geçilemeyeceği için giderilmesi olanaksız zarar doğuracak maddelerin yürürlüğünün durdurulması ile sınırlı bir karar verilmiştir.

Esasen en başından itibaren hekimlere ağır çalışma koşulları dayatan, hekimliğin sağlık hakkı ve insanlık yararına icrasını hedef alan, hekimleri sağlık sermayesinin güçsüz, ucuz çalışanları haline dönüştürmeyi hedefleyen düzenlemelerin hukuka uygun olmadığını biliyoruz. Bu hükümlerle ilgili Anayasa Mahkemesinin esas hakkındaki kararını olabilecek en kısa sürede vermesini bekliyoruz.

Bu kapsamda;

1-Yükseköğretim kurumlarının tıp ve diş hekimliği fakültelerinde görev yapan öğretim üyelerinden mesai bitiminde üniversite dışında mesleğini icra eden hekimler bu statülerini sürdürmeye devam edebileceklerdir.

2- Çalışma yasaklarına ilişkin Anayasaya aykırılığı konusunda güçlü belirtiler saptanan kuralların başta hukuk devleti ve eşitlik ilkesi  uyarınca aynı durumdaki diğer öğretim üyeleri yönünden de uygulanması hukuka aykırı olacaktır.

3-  1219 sayılı Yasanın 12. Maddesi kapsamında sayılan bütün hekimler yönünden daha önce Anayasa Mahkemesi ve diğer yargı organları tarafından verilen iptal kararları ile son verilen yürürlüğü durdurma kararı ışığında çalışma yasaklarının uygulanması da hukuka aykırı olacaktır.

4-Kurum hekimlerinin mesai saatleri dışında İş Kanunu ve Uluslararası normlarda düzenlenen fazla çalışma üst sınırına uygun sürelerle işyeri hekimliği hizmetlerini yapmaları hukuka uygun olduğu gibi aksi yöndeki sınırlayıcı hükümler Anayasa’ya aykırı olacaktır.

Anayasa Mahkemesi, iptal davasına konu bütün hükümlerle ilgili esas hakkında bir karar verinceye kadar, Sağlık Bakanlığı’nı ve diğer uygulayıcı kurumları bütün hekimler hakkında yapacakları işlemlerde, Anayasa Mahkemesinin daha önce verdiği iptal kararları ve verilen yürürlüğün durdurulması kararı ışığında Anayasanın üstünlüğü ve Hukuk Devleti ilkesine aykırı düşecek işlemlerden kaçınması hukuki bir yükümlülüktür.

 



[1] Esas Sayısı 2006/140, Karar Sayısı 2006/33 (Yürürlüğü Durdurma) Karar Günü 27.10.2006

 

[2] Esas Sayısı: 2006/140, Karar Sayısı: 2008/185, Karar Günü : 25.12.2008

 

 



Bugün 0 kez görütülendi. Toplam 91 kez görüntülendi

Yorumlara kapalı.