Yeni Sağlık Torbası’na Karşı Önemli İtirazlarımızı TBMM’de Dile Getirdik
27 Kasım 2013
Sağlık Torbası İçin Hekimler Der ki;
Hekimliğin Suç Haline Getirilmesini ve Köleliği Kabul Etmiyoruz, Etmeyeceğiz
20 Haziran 2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na Hükümet tarafından gönderilen “ Sağlık Torba Tasarı”, 26 Haziran -1 Temmuz tarihleri arasında bütün uyarılara rağmen acele ile Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonundan geçirilip Genel Kurula indirilmişti.
Tasarı Genel Kurul’un iade etmesi üzerine, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunda 21 Kasım 2013 günü tekrar görüşülmeye başlandı.
41 Maddelik Tasarıya tıp ve tıpta uzmanlık eğitimini, hekimlerin haklarını ve hekimlik mesleğini yakından ilgilendiren çok sayıda yeni hükmün eklendiği ya da öncekilerde değişiklik yapıldığı anlaşılmıştır.
Tasarı genelde sermayenin özelde sağlık sermayesinin çıkarlarına göre biçimlendirilmiştir. Tasarıda az sayıdaki olumlu düzenleme hukuksuz ve haksız düzenlemelerin üstünü örtmeye, verilecek ağır zararı gidermeye yetmemektedir. Düzenlemelerle sağlık hizmeti daha da ticarileştirilmekte, hekimlerin mesleğini bağımsız bir biçimde yerine getirmesi suç haline getirilmektedir.
Özel ve kamu işverenlerinin çıkarları için hekimlerin üzerinden çifte sömürü yöntemleri geliştirilmektedir. Yıllardır “hekimlerin elini vatandaşın cebinden çıkaracağız” diye topluma açıklamada bulunanların, vatandaşın cebine de hekimlerin emeğine de bütünüyle el koymayı amaçladıkları bütün çıplaklığı ile ortaya çıkmıştır.
Tasarı, Sermayenin doymak bilmez çıkarlarına hizmet için evrensel hekimlik ilkelerinin ve evrensel hukuk ilkelerinin çiğnendiği bir metinden ibarettir.
Toplum yararına kamusal sağlık hizmetinin iyileştirilmesine, tıp fakültelerinin eğitim ve öğretim üyesi sorunlarının çözümüne, sağlık çalışanlarına insancıl çalışma koşulları ve ücret sistemi getirilmesine yönelik düzenlemeler, Tasarının kapsamına girememektedir.
Komisyon toplantısına Türk Tabipleri Birliği adına Merkez Konsey Genel Sekreteri Dr. Bayazıt İlhan, İkinci Başkan Prof. Dr. Gülriz Erişgen, Av. Ziynet Özçelik katıldı.
Toplantıda Türk Tabipleri Birliği adına Genel Sekreter Dr. Bayazıt İlhan verilen kısıtlı zamanda itirazlarımıza dair bir sunum yaptı. Sunumda tıp ve tıpta uzmanlık eğitiminin içinde bulunduğu sorunlara çözüm getiren düzenlemelerin öneriler doğrultusunda acilen yapılması, hekimlik değerleri ile çelişen maddelerin düzeltilmesi, hekimliğin suç sayılmasına yönelik maddenin bütünüyle geri çekilmesi, çifte sömürüye ve bağımsız çalışma hakkına yönelik müdahalelerin geri çekilmesi, sağlıkta şiddetin önlenmesi için daha önce TTB tarafından hazırlanıp TBMM Sağlıkta Şiddeti Araştırma Komisyonu tarafından da önerilen ayrı bir suç ve ceza maddesinin düzenlenmesi, “jet profesör” olarak bilinen kişilere tanınması planlanan ayrıcalıklardan vazgeçilmesi, zorunlu hizmette bazı kişi ve gruplara yönelik muafiyet yerine bütünüyle kaldırılması, nöbetler ve fazla çalıştırma uygulamalarının evrensel normlarda ele alınarak hekimlerin dinlenme hakkının gözetilmesi, kurum hekimleri ve emekli hekimler başta olmak üzere dezavantajlı hekim guruplarının mağduriyetlerinin giderilmesine yönelik TTB önerilerinin tasarıya yansıtılması başlıklarına özellikle değinildi. Hekimlik uygulamalarının “ruhsatsız” olarak tanımlanarak suç haline gelmesine neden olan tasarı maddesine karşı Dünya Tabipler Birliği, Avrupa Hekimler Daimi Komitesi, İnsan Hakları İçin Hekimler Örgütü, İngiliz ve Alman Tabip Birlikleri Tarafından Sağlık Bakanı’na hitaben hazırlanıp imzalanan mektup Bakan ve Komisyon üyelerine sunuldu.
Sağlık Bakanı tarafından Tasarının komisyondaki görüşmelerinin önümüzdeki Salı gününe kadar tamamlanmasının planlandığı ifade edildi.
Umuyoruz, yasama faaliyetinde bulunan milletvekilleri, sermayenin çıkarları için tıp ve tıpta uzmanlık eğitiminin daha da tahrip edilmesine, insanlık yararına hekimlik değerlerinin çiğnenmesine bu kez seyirci kalmazlar.
Tasarı pek çok maddeyi ve yeni önergeleri içerdiği için anlaşılması ve kavranması oldukça güç. Bu nedenle hekimler, tıp fakülteleri, asistanlar yönünden alt başlıklarda anlaşılır kılmaya çalıştık.
Bütün Hekimler Yönünden;
3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Kanuna eklenmesi teklif edilen madde ile “ruhsatsız hekimlik” adı altında bir suç yaratılıp 1 yıl ile 3 yıl arasında hapis cezası ve 20 bin gün adli para cezası getiriliyor. Ancak ruhsata aykırı ilaç imal edip halk sağlığını tehdit edilmesi suç olarak görülmüyor yalnızca para cezası getiriliyor.
Kamu Kurumlarında çalışan Hekimler, Aile Hekimleri, Kurum Hekimleri ve Mahali İdarelerde Çalışan Hekimler Yönünden
- Hekimlerin kendi adlarına bağımsız çalışmalarının yok edilmesi hedefi doğrultusunda, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, 1219 Sayılı Yasanın 12. Maddesi ve 2547 Sayılı YÖK Kanunun 36. Maddesinde değişiklikler yapılıyor. Buna göre herhangi bir yerde çalışan hekimlerin mesai bitiminde muayenehane açmaları, poliklinikte ve tıp merkezinde çalışmaları yasaklanıyor.
- Muayenehanesi olan hekimlerin yalnızca SGK ile anlaşması olmayan sağlık kuruluşlarında çalışabilmelerine yönelik sınırlama getiriliyor.
- Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan hekimler ile aile hekimlerinin mesai saatleri dışında aylık otuz saati geçmemek üzere işyeri hekimliği yapması düzenleniyor. Hekimlerin kendi adına bağımsız olarak ya da hekim meslektaşının açtığı işyerinde çalışması yasaklanırken işverenlerin işçisi olmasında mahsur görülmüyor.
- İşyeri hekimliğine mesai sonrası ayda en fazla 30 sınırını getirirken, hekimlerin kamu işverenleri tarafında haftada 80 saat çalıştırılmasına sınır getirilmesi talepleri reddediliyor. İşyeri hekimliğinin hekimliğin özel bilgi gerektiren bir disiplini olduğu gerçeğini yok sayıp çok tehlikeli işyerleri dışında bu alanda işyeri hekimliği eğitimi şartını kaldırıyor.
- Acilde, Yoğun Bakımda ve 112’de çalışan hekimlerin nöbet ücreti % 50 arttırılıyor.
- Aile Hekimleri ve aile sağlığı elemanlarına ayda en az 16 saat Nöbet tutma zorunluluğu getiriliyor.
- Kurum hekimleri ve mahali idarelerde çalışan hekimler için de daha önce ayrıcalıkmış gibi sunulan mesai saatinden sonra işyeri hekimliği yapma “hakkı” 30 saat ile sınırlandırılıyor.
Tıp ve Diş Hekimliği Fakülteleri Öğretim Üyeleri Yönünden;
- Fakültede, devamlı statüde çalışan öğretim üyesi sayısının yüzde 5’ine kadar sözleşmeli profesör ve doçent istihdamı düzenleniyor. Bunlara döner sermayeden saat ücreti verilmesi seçme seçilme dahil pek çok akademik hakkın tanınmaması teklif ediliyor.
- Öğretim elamanlarının mesai saati bitiminde serbest meslek icrası yasaklanıyor. Yalnızca Doçent ve Profesör kadrosunda bulunan öğretim üyelerinin mesai saatleri bitiminde kurumsal sözleşme yapılmak ve geliri üniversite döner sermayesi hesabına kaydedilmek şartıyla ve mesai dışında özel hastaneler veya vakıf üniversitesi hastanelerinde çalıştırılabilecekleri düzenleniyor.
- Bu şekilde çalışmak isteyen öğretim üyelerinin her bir anabilim dalındaki kadrolu öğretim üyesi sayısının yüzde 50’ini geçmemesi, Sağlık Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulunca belirlenecek %50’si uygulama, %50’si de akademik faaliyetlerinden oluşacak önceki yılın performans kriterlerine göre Üniversite Yönetim Kurulları tarafından yıllık olarak belirlenmesi kararlaştırılıyor.
- Sağlık Bakanlığı ile işbirliği sözleşmesi imzalayan tıp fakültelerinde ise öğretim üyelerinin çalışmasına Üniversite Yönetim Kurulları değil Bakanlar Kurulu karar vermeye yetkili kılınıyor.
- Ayrıca kurumsal sözleşme yapılacak hastanenin, vakfın, öğretim üyesi için üniversiteye ödeyeceği ücretin, öğretim üyelerine 2547 sayılı Yasanın 58. Maddesinde belirtilen mesai dışı toplam tavan ek ödeme brüt tutarından az olmaması koşulu getiriliyor.
Özel Hastane ve Vakıf Üniversitesi Hastanelerinin öğretim üyesinin Üniversite Döner Sermayesine ödeyeceği sözleşme ücretinin en az %50’sinin en fazla %60’nın öğretim üyesine ödenmesi kurallaştırılıyor.
- 2547 sayılı YÖK yasasının Döner Sermayeye İlişkin hükümleri içinde bulunan öğretim üyeleri için vatandaştan ilave ücret alınmayacağına ilişkin hüküm kaldırılıyor. Yalnızca Sağlık Bakanlığı Hastaneleri ile İşbirliği yapan Tıp Fakültelerinin öğretim üyeleri için öğretim üyesi farkı alınmayacağı belirtiliyor.
- Öğretim üyelerinin mesai saatleri dışında üniversitede sundukları sağlık hizmetlerinden 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 73 üncü uyarınca alınan ilave ücretlerin en az 50’sinin en fazla yüzde 60’ının mesai saatleri dışında sağlık hizmeti sunan öğretim üyesine, toplam performansı aşmamak kaydıyla ödeneceği düzenleniyor.
- Anayasa Mahkemesi ve Danıştay Kararları ışığında mesleğini mesai dışında serbest olarak icra eden veya özel kuruluşlarda çalışmakta olan öğretim üyelerinin kanunun yayımı tarihinden itibaren üç ay içerisinde bu faaliyetlerini sona erdirmemeleri halinde üniversiteyle ilişiklerinin kesileceği düzenleniyor.
Eğitim ve Araştırma Hastaneleri Eğiticileri Yönünden
- Eğitim ve araştırma hastaneleri ve üniversitelerle birlikte kullanımdaki hastanelerde çalışan profesör ve doçent unvanını haiz bulunanlar ile eğitim görevlilerinin, her bir branş itibariyle sayılarının yüzde 50’ini geçmemek, bir yıla kadar kurumsal sözleşme yapılmak ve geliri döner sermaye hesabına kaydedilmek şartıyla mesai dışında özel hastaneler veya vakıf üniversitesi hastanelerinde çalıştırılabilmelerine karar vermeye Bakanlar Kurulu yetkili kılınıyor.
- Bu hekim grubu yönünden de tıpkı tıp fakültelerinde çalışan hekimlerde olduğu gibi ücretin ek ödeme tavan miktarından az olmaması, döner sermayeye yatırılması ve yüzde ellisinin hekime ödenmesi esası kabul ediliyor.
Tıp ve Diş Hekimliği Fakültesi Öğrencileri Yönünden
Tıp fakültelerinin altıncı yılındaki, diş hekimliği fakültelerinin beşinci yılındaki öğrencilere ilgili üniversite bütçesinden oniki ay süreyle 4.350 gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda aylık ücret ödenmesi kararlaştırılıyor.
Yabancı Uyruklu Asistanlar Yönünden
Tıpta ve diş tabipliğinde yabancı uyruklu kontenjanında uzmanlık eğitimi yapmakta olanlara, ilgili kurumun döner sermayesinden, döner sermayesi bulunmayan kurumlarda kurum bütçesinden, vakıf üniversitelerinde ise kendi bütçelerinden (13.000) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda ödeme yapılması düzenleniyor.
Yeni İhdas Edilen Ana ve Yan Dallarda Uzmanlık Belgesi Alan Hekimler Yönünden
Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliğinin geçici maddeleri çerçevesinde yeni ihdas edilen ana ve yan dallarda geçmiş çalışmalarına dayanarak uzmanlık belgesi alan tabipler, uzmanlık hak ve yetkilerini dört yıl süreyle yalnızca tıpta uzmanlık eğitimi veren kurumlarda kullanabilir. Bu süreyi her bir branş bazında bir katına arttırmaya Bakanlar Kurulu yetkilidir düzenlemesi teklif ediliyor.
Zorunlu Hizmet Yönünden;
- 01 Ocak 2013 tarihinden önce yurt dışında meslekî faaliyette bulunan tabipler ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yurt dışında eğitimlerini tamamlayanların, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde Türkiye’ye dönmek ve en az üç yıl süreyle Türkiye’de meslek icrasında bulunmak şartıyla Devlet hizmeti yükümlüğünden muaf tutulacağı düzenleniyor.
- Beşinci ve altıncı grup ilçe merkezlerine bağlı yerleşim yerleri ile Bakanlar Kurulunca tespit edilecek il merkezi ve il merkezlerine bağlı yerleşim yerlerinde Devlet hizmeti yükümlülüğünü yerine getiren hekimlerin tekrar Devlet hizmeti yükümlüsü olduklarında istekleri dışında bu yerlere atanamayacakları düzenleniyor.
- Aile Hekimliği Eğitimine başladıkları tarihte çalıştıkları aile hekimliği birimini en az üç yıl değiştirmemek şartıyla uzmanlık eğitimini başarıyla tamamlayan hekimlerin Devlet Hizmeti yükümlülüğünü yapmış sayılacağı düzenleniyor.
Bilgilerinize saygıyla sunarız.
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi
Tasarının hekimler ve tıp ortamı için ilgi maddelerinin seçildiği dosya için tıklayınız.
Tasarının Sağlık Bakanlığı’nın yeni önergelerini de içeren bütünü için tıklayınız.
Bugün 0 kez görütülendi. Toplam 77 kez görüntülendi